Klasik Prostat Biyopsi Nedir?
Klasik prostat biyopsi, prostat kanserinden şüphe edildiğinde uygulanan bir işlemdir. prostat iğne biyopsisi, ultrason eşliğinde prostat biyopsisi, transrektal ultrason eşliğinde prostat biyopsisi olarak da bilinir. Prostat kanseri erken dönemde herhangi bir belirtiye neden olmaz. Ancak hastalık ilerleyip, prostatın içinden geçen idrar kanalını sıkıştırmaya başladığında ya da etraftaki dokulara veya kemiklere yayıldığında bir takım şikayetler ortaya çıkar. Bu yüzden belli bir yaştan sonra erkeklerde kan PSA düzeyine bakılmalı ve prostat muayenesi yapılmalıdır.
Eğer kan PSA düzeyi olması gerekenden yüksek ya da parmakla yapılan prostat muayenesinde şüpheli bir durum tespit edilirse, bu durumda mutlaka prostat biyopsisi yapılmalıdır. Çünkü prostat kanserinin kesin tanısı prostat biyopsi işlemi ile konur.
Kaç Türlü Prostat Biyopsisi Vardır?
Prostat biyopsisi, klasik prostat biyopsisi ve füzyon prostat biyopsisi olarak iki türlüdür. Klasik prostat biyopsisi, kan PSA düzeyinin yüksel olması ve/veya yapılan prostat muayenesinde, prostatta sertlik saptanan kişilerde ultrason eşliğinde makattan girilerek, özel iğneler ile prostattan parça alınması işlemidir. Ultrason eşliğinde prostattan alınan küçük doku parçaları, daha sonra mikroskop altında bir patoloji uzmanı tarafından incelenerek kanser hücresinin olup olmadığı araştırılır. Prostat biyopsisi, bu konusunda eğitimli ve deneyimli bir radyoloji uzmanı ya da üroloji uzmanı tarafından yapılır.
Klasik Prostat Biyopsi İşleminden Önce Nelere Dikkat Edilmelidir?
Biyopsi işleminden 10 gün önce aspirin ve kumadin gibi kan sulandırıcı ilaçların mutlaka kesilmiş olması yani hiç alınmamış olması gerekir. Yine bu ilaçlar biyopsi yapıldıktan sonraki 10 gün içinde de kullanılmamalıdır. Biyopsi öncesinde mutlaka hastanın idrar yolu enfeksiyonu olup olup olmadığı araştırılmalı, idrar tahlili ve idrar kültür antibiyogramı yapılmalıdır. İdrar yolu enfeksiyonu varsa mutlaka tedavi edilmeli ve biyopsi işlemi daha sonraya ertelenmelidir. İdrar yolu enfeksiyonu olmasa bile, hastalara işlemden bir gün önce başlayan ve 3 gün süren bir antibiyotik başlanır. Biyopsinin yapılacağı gün bağırsak temizliği için lavman uygulanır.
Prostat biyopsisi genellikle makat bölgesinin uyuşturulması (lokal anestezi) ve hastanın hafif rahatlatılması (sedasyon) altında yapılır. Bunun için hastanın aç olması gerekmez. Ancak işlem, hastanın isteğine bağlı olarak genel anestezi altında da yani hasta tamamen uyutularak da yapılabilir.
Prostat biyopsisi sırasında, ultrasonografi probu ile makata girilerek prostat görüntülenir. Ultrason probuna yerleştirilen özel bir biyopsi tabancası ile prostatın her tarafından sistematik bir şekilde ortalama 12 adet doku örneği alınır. Ayrıca ultrason görüntülerinde şüpheli yerlerden de ayrıca doku örnekleri alınır. Biyopsi işlemi yaklaşık olarak 15 dakika kadar sürmektedir. Prostattan alınan bu parçalar, özel kaplara konularak inceleme için patoloji laboratuvarına gönderilir.
Hangi Durumlarda Prostat Biyopsisi Tekrarlanmalıdır?
Biyopsi işleminde, biyopsi iğneleri kanserli dokuya isabet etmeyebilir. Yani biyopsi iğnelerinin hiçbiri kanserli alanın içinden geçmez ise, var olan kanser hastalığı atlanabilir. Bir mandalinayı prostata, içindeki çekirdekleri de kanserli alana benzetecek olursak, bu durumu mandalina içine sokulan iğnelerin çekirdeklere temas etmemesine benzetebiliriz. Bu yüzden, prostat kanseri şüphesi devam ediyor ise, örneğin PSA düzeyi çok yüksek ya da yükseliyorsa, biyopsiyi tekrarlamak gerekir.
Prostat biyopsisinden sonra idrarda, menide ve dışkıda kan görülebilir. Bu normal bir durumdur ve zamanla kendiliğinde geçer. Yine idrar yaparken yanma olması da normaldir. Ancak idrar ve makattan olan kanamanı uzun sürmesi ve şiddetli olması, idrar yapamama, üşüme, titreme, ateş, bulantı ve kusma gibi durumlarda acil olarak bir doktora ya da sağlık kuruluğuna başvurulmalıdır.